Günümüzde, teknolojinin ve modernleşmenin etkisiyle birçok meslek kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya. Özellikle, geçmişte toplum yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline gelen bazı meslekler günümüzde neredeyse unutulmuş durumda. İşte bu noktada, bir mesleğin son temsilcisinin hikayesi, hem nostaljik bir yolculuk hem de modern yaşamın getirdiği değişimlerin bir yansıması olarak dikkat çekiyor.
İşte bu haberimizde, son yıllarda gittikçe azalan bir mesleğin ardındaki son kişiyi tanıyacağız. Türkiye'de pek çok meslek grubu, ekonominin ve iş gücü piyasasının dinamiklerine bağlı olarak evrim geçiriyor. Artık birçok meslek, genç kuşaklar için ilgi çekici olmaktan çıkmış durumda. Mesleğe olan ilginin azalması, beraberinde bu mesleği icra edenlerin de sayısının düşmesine yol açıyor. Bugün, sadece bir kişi tarafından icra edilen bu meslek, zamanla nostaljik bir öykü haline geldi.
Örneğin, gazetecilik gibi birçok ihtiyaç duyulan meslek, dijitalleşme ile birlikte gelişen yeni formatlarla yeniden şekilleniyor. Ancak bazı meslek grupları, hem uzmanlık gerektirmesi hem de azalan talep nedeniyle yok olma riskini taşıyor. Bu durum, geçmişte büyük bir saygı ve kariyer planlaması ile icra edilen mesleklerin günümüzde ne denli ihmal edildiğini gözler önüne seriyor.
Hala bu mesleği sürdüren son temsilci, yalnızca geçmişin hikayelerini aktaran bir otorite olmanın ötesine geçemiyor. Kendi deneyimlerini paylaştığı söyleşilerde, “Kendimi çok yalnız hissediyorum. Bir mesleği sürdürmek, sadece işleri yapmakla ilgili değil, o mesleğin ruhunu taşımayı da gerektiriyor,” diyor. Onun anlatımları, geçmişle bugün arasında köprü kurarken, gelecekte bu mesleği kimin devralacağı konusunda belirsizlik yaratıyor.
Yüzlerce yıllık bir geleneğin son halkası olarak ayakta kalmaya çalışan bu meslek, günümüzde göz ardı ediliyor. Gelecek nesillere aktarılacak pek çok bilgi ve tecrübenin kaybolma ihtimali, aynı zamanda iş gücünün çeşitlenmesi ve kendi uzmanlık alanlarını tercih etmesiyle ilgili. İlgisizlik ve sürekli değişen ihtiyaçlar, bu mesleğin gün geçtikçe yalnızca anılarda kalmasına neden olmuştur.
Cem Bey, son temsilci olarak, mesleği ile ilgili detaylı bilgi verirken, teknik bilgi birikiminin gerekliliğine de vurgu yapıyor. “Ben bu mesleği sevdim ve burada kalmak için elimden geleni yapacağım. Ancak şu anda durum içler acısı. Benden sonra bu işi yapacak kimse kalmayacak,” ifadelerini kullanıyor. Cem Bey’in durumu, sadece kendi mesleği için değil, genel anlamda birçok alanda benzer bir şekilde yaşanıyor. Uzmanlık alanları dağılırken, yeni teknolojiler ve sistemler hâkimiyet kurarak yerlerini alıyor.
Birçok kişi, çarpıcı bir meslek seçimi ile genç yaşta kariyerine yön vermeye çalışıyor. Ancak geçmişteki bazı meslekler, günümüzde yalnızca bir hatıra olarak yaşamaya devam ediyor. Cem Bey gibi son temsilciler, geçmişin izlerini taşıyan birer hazine konumunda. Ancak gelecek nesillere aktarılan bu bilgiler ve tecrübelerin nasıl korunacağı, günümüz teknolojik çağında daha da önem kazanıyor.
Sonuç olarak, kimse artık bu işi yapmak istemiyor gibi görünse de, Cem Bey’in mücadelesi ve tutkusuyla bu meslek, belki de bir gün yeniden canlanacaktır. Ancak şu an itibarıyla, duyulmamış hikayelerin ardında kaybolmuş bir meslek grubu olarak kalmaya mahkûm oluyor. Kısacası, mesleğin son temsilcisi yalnızca bir geçmişin izlerini taşıyor, geleceğe dair umutlar taşıyor olsa bile, kaybolan değerleri anlamamızda hala geride duruyor.