Osmanlı Devleti'nin göz kamaştırıcı mimari yapılarından biri olan Sultanahmet Camisi, tarih sahnesine yeniden ışık tutan bir etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Bu seferki olay, rengarenk ışıklarla süslenecek olan 70 metre yükseklikten asılacak olan "mahya" ile dikkat çekiyor. Mahya; camilerin minareleri arasında gerilen, genellikle yazılı mesajlar veya kuramsal ifadeler taşıyan bir ışık süslemesidir. Sultanahmet Camisi, bu anlamda bir ilke imza atarak Osmanlı'nın zengin kültürel mirasını teknolojiyle buluşturuyor.
Sultanahmet Camisi, yapıldığı 17. yüzyıldan bu yana sadece mimarisiyle değil, aynı zamanda sahip olduğu gelenekleriyle de dikkat çekmektedir. Mahya, cami mimarisinin ayrılmaz bir parçası olup, Osmanlı döneminde dini bayramlar, özel günler veya önemli kutlamalar için mahalle halkına ulaşmanın bir yolu olarak kullanılmıştır. Genellikle ramazan ayında iftar saatlerinde, özel günlerde de topluma moral vermek amacıyla kullanılmaktadır. Bu uygulama, yalnızca görsel bir şölen sunmakla kalmaz, aynı zamanda manevi bir atmosfer oluşturarak halkın bir arada hissetmesini sağlar.
Osmanlı Devleti döneminden günümüze uzanan bu gelenek, Sultanahmet Camisi’nde şimdiye kadar görülmemiş bir şekilde uygulanıyor. 70 metre yükseklikteki mahya çalışması, caminin teknolojik altyapısının ne denli geliştiğini de gözler önüne seriyor. Mahya, LED ışık sistemleriyle donatılarak hem daha az enerji harcayacak hem de daha uzun süreli bir kullanım sağlayacak. Yine, bu çalışmanın sökme-koyma işlemleri sırasında hiçbir hasar vermeyecek şekilde özen gösteriliyor ki bu da Osmanlı'nın mirasına verilen önemi gözler önüne seriyor.
Mahya çalışması, sadece dini bir gelenekten öte, turizm açısından da büyük bir öneme sahip. Sultanahmet Camisi hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çeken bir nokta olduğundan, bu tür yenilikler ve etkinlikler, ziyaretçi sayısını artırmakta önemli bir rol oynuyor. İstanbul'un tarihi ve kültürel zenginliğine katkıda bulunan bu tür projeler, şehirdeki sosyal ve ekonomik dinamiklere de olumlu bir etki sağlamakta. Camiyi ziyaret edenler, hem tarihi bir yapının içindeki mahya görsel zenginliğini hem de Osmanlı'nın geleneklerini hissederek unutulmaz bir deneyim yaşayacaklar.
Uzmanlar, bu tür projelerin devam etmesi durumunda İstanbul'un yeniden daha fazla ilgi göreceğini ve her yıl binlerce insanın buraya akın edeceğini öngörüyor. Ayrıca, Sultanahmet Camisi'nin restorasyonu ve korunması sürecinde böyle yenilikler, dini yapıların güncellenmesi noktasında örnek bir model teşkil edecektir.
Tüm bu süreç, Osmanlı'nın mirasını yaşatmanın önemini bir kez daha hatırlatıyor. İlerin bir dönem için planlanmış olan mahya projesinin, İstanbul’un simgelerinden biri olan Sultanahmet Camisi'nde yer alması, hem geçmişin izlerini sürdürmekte hem de geleceğe umut taşımakta yardımcı oluyor. Tarihin derinliklerine inen bu anlamlı projeler, kültürel mirası koruma çalışmalarına yeni bir boyut kazandırarak bu bilinci pekiştirecektir.
Sultanahmet Camisi’nde yapılmakta olan 70 metre yükseklikteki mahya mesaisi, Osmanlı döneminin manevi değerlerini günümüzde de yaşatmanın ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Yenilikçi yaklaşımının yanında, kültürel birikimimizin devam etmesine olanak tanıyan bu tür etkinlikler, tüm dalgalı yılların ardından bir araya gelen insanların ruhunu beslemekte ve sosyal bir bütünlük sağlamaktadır.
Sultanahmet Camisi'ndeki bu tarihî çalışmanın, pek çok camiye ilham vermesi ve yeni uygulama örneklerinin ortaya çıkmasına kapı aralaması umuduyla, bu görsel şölenin göz alıcı etkisi tüm İstanbullularla buluşmayı bekliyor. Mahya çalışması, sadece bir ışık değil, aynı zamanda geçmişle geleceği birleştiren, kültürel kimliği pekiştiren bir köprü vazifesi görecektir. Bölgedeki bir diğer önemli nokta olan mavi cami, her bir taşında Osmanlı'nın hikâyesini barındırmakta ve şimdiki nesle aktarılabilecek en değerli miraslardan biri olmaya devam etmektedir.