İstanbul, tarihi boyunca birçok doğal afetle karşı karşıya kalmış bir şehir olarak bilinse de, 6,2 büyüklüğündeki deprem, 2023 yılının en önemli olaylarından biri olarak kayıtlara geçti. Bu sarsıntı, şehir halkını alarma geçirdi ve aniden denizlerde oluşan dalgalar, insanların endişelerini artırdı. Deprem, akşam saatlerinde meydana geldi ve bu da insanların iş sonrası evlerine dönerken sarsıntıyı hissetmelerine neden oldu.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'na (AFAD) göre, depremin merkez üssü Marmara Denizi’nin iç kısımları olarak belirlendi. Daha önce yapılan araştırmalar, İstanbul’un deprem riski açısından en tehlikeli bölgelerinden biri olduğunu ortaya koymuştu. Ancak, bu büyüklükteki bir sarsıntı, şehirde yaşayan pek çok insan için beklenmedik bir olaydı. İstasyonlardan alınan veriler, depremin derinliğinin yaklaşık 10 kilometre olduğunu gösteriyor. Bu derinlik, sarsıntının yüzeyde nasıl hissedildiği üzerinde önemli bir etkiye sahip. İstanbul’un yoğun nüfuslu bölgelerinde yaşayanlar, özellikle binaların içerisinde bu sarsıntıyı ciddi şekilde hissederken, açık alanlarda bulunanlar ise daha az etkilenmiş göründü.
Geçtiğimiz yıllarda İstanbul'da deprem konusundaki hazırlık önlemlerine rağmen, birçok insan için bu büyüklükte bir deprem her zaman endişe kaynağı olmuştur. Deprem sonrası şehrin birçok yerine yayılan korku ve panik havası, insanların panikle dışarı fırlamalarına neden oldu. Şehirde bazı binalarda hasar bildirimi yapılırken, acil durum ekipleri hızlıca harekete geçti. Deprem anındaki görüntüler sosyal medyada hızla yayıldı. İnsanların panik hali, dalgalanan denizdeki suların yükselişiyle birleşince şehirdeki gerilim iki kat arttı.
Özellikle de deniz kenarındaki bölgelerde, depremin etkisiyle dalgaların yükseklik kazanması, plajları ve sahili etkisi altına aldı. Yetkililer, dalgaların aşırı yükselmesi nedeniyle bazı sahil bölgelerini kapatırken, deniz trafiği de geçici olarak durduruldu. Uzmanlar, denizde meydana gelen dalgaların, depremin deniz tabanındaki sismik hareketlerle ne denli ilişkili olduğunu açıklamak için çalışmalar yapıyor. Bunun yanı sıra, deniz altındaki fay hatlarına dair araştırmalar hız kazandı ve olası başka bir sarsıntıyla ilgili hazırlıklar gündeme geldi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kriz masası, olay sonrası hızlı bir şekilde toplandı ve sarsıntının ardından bölgedeki hemen hemen her noktada anlık değerlendirmeler yapıldı. Çeşitli kamu kuruluşlarının birlikte yürüttüğü çalışmalar neticesinde, halkın daha fazla bilinçlenmesini sağlamak amacıyla bilgilendirme kampanyaları başlatıldı. Deprem sonrasında, İstanbul’un doğal afetlere karşı dayanıklılığını artırmak için ilerleyen günlerde yapılacak olan simülasyon ve tatbikatların da planlandığı bildirildi.
Gelecekteki olası büyük depremler için hazırlıkların artırılması gerektiğini düşünen uzmanlar, urban planlama süreçlerinde bu tür doğal afetlerin göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekiyor. Özellikle İstanbul gibi büyük ve kalabalık bir şehirde, binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi ve halkın deprem konusunda bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, İstanbul’daki 6,2 büyüklüğündeki deprem, yalnızca bir sarsıntı değil, aynı zamanda şehrin deprem konusundaki aciliyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu olay, şehir için bir uyanış çağrısı niteliği taşırken, halkı ve devletin ilgili kurumlarını harekete geçirdi. Önümüzdeki günler, İstanbul’un geleceği açısından önemli kararların alınması ve yapılacak iyileştirme çalışmalarının başlaması açısından kritik bir dönem olacak.